24 Temmuz 2016 Pazar

Budapeşte | Mini Gezi Rehberi [Macaristan]


Merhabalar!

Öncelikle, neden "mini" dediğimi açıklamak istiyorum. Avusturya-Macaristan gezim sırasında Budapeşte'ye 1 gün ayrılmıştı ancak şanslı talihim devreye girdi ve tüm gün boyunca bardaktan boşanırcasına yağmur yağdı. Soğuktan bahsetmiyorum bile! Viyana yazımın sonunda neden havaya güvenmemeniz gerektiğini söyleme nedenim de yaşadığım bu şanssızlıktır. Lafın kısası pek bir yer gezemedik ve gezdiğimiz sınırlı sayıdaki alan burnumuzdan fitil fitil geldi. Ancak ben yine de elimdeki minik, mini minnacık bilgileri ve fotoğrafları paylaşmak istiyorum.

Budapeşte, Budin(Buda) ve Peşte'nin 1873 yılında birleşmesiyle oluşmuş şehirdir. İlk olarak Buda ve Peşte'yi bağlayan köprüye uzaktan bir bakalım. [Bu fotoğrafı çekerken gözüme yağmur kaçtığı doğrudur.]


























Bu fotoğrafı çektiğim yer Gellert Tepesi, Budapeşte'nin en yüksek noktasıdır. Zirvede özgürlük heykeli bulunuyor.














Bu özgürlük heykeli, 1945'te Budapeşte'nin Rus ordusu tarafından kurtarılışının anısına dikilmiştir.

Ellerinde defne yaprağı tutan özgür Macar kadınını temsil eder.

Gellert Tepesi Buda'da bulunuyor. Bir de Peşte kısmından bakalım.



*Bir sonraki nokta Matthias Kilisesi! (Church of Our Lady of Buda)

Gotik mimariye aittir. Kiliseye ulaştığımız sırada bir düğün olduğu için içini gezme fırsatımız olmadı. Bu nedenle sizlere kilisenin her yerde bulabileceğiniz fotoğraflarını değil, bulamayacaklarınızı göstereceğim.




 * Son durak Budapeşte Parlamento Binası! Gerçekten kocaman bir yapıt. Şehrin sembolleri arasında yer alıyor. Macarların Hristiyanlığı kabulü sonrası papa tarafından gönderilen Kutsal Haç da bu binada bulunuyor. Aynı zamanda Budapeşte Parlamento Binası, Londra Parlamento binasının kopyası niteliğinde.























Yine birkaç fotoğraf ile yazımı bitirmek istiyorum. Zira Budapeşte'yi gezdim demek için daha birçok noktaya ayak basmam gerekirdi. Bu nedenle ben Budapeşte'yi gezdim "gibi" oldum. Yine de soğuğa ve sağanak yağmura rağmen birkaç yeri görebildiğim için şikayet etmiyorum.

Okuduğunuz için teşekkürler! Yağmursuz geziler!
















Viyana Hakkında | Bir Gezi Rehberi [Avusturya]

Herkese merhaba!

Viyana hakkında bilgi vermeye başlamadan önce, ilk olarak, turist haritamıza bir bakalım. Bu haritaları kaldığınız otellerde, sarayların civarlarında, BigBus duraklarında bulmanız mümkün. [BigBus'ı da yazının devamında anlatacağım.]






























Viyana küçük ama mimarisiyle insanı oldukça etkileyen bir şehir. Yürüyerek gezebileceğiniz, "derdinizi anlatacak kadar" İngilizceniz varsa insanlarla rahatlıkla anlaşabileceğiniz bir yer. Konuşma dili Avusturya Almancası olsa da turistik bir yer olduğu için hemen hemen herkes İngilizce biliyor.

Yine de İngilizcenizin yetersiz kaldığı zamanlarda, her 500 metrede bir karşınıza çıkabilen "Türkis" lokantalarına dalıp sorununuzu paylaşabilirsiniz. Buradaki çalışanların çoğu Türkçe biliyor. Zaten Viyana'da büyük bir Türk nüfus bulunuyor. Tarihte iki kez kuşatılıp alınamayan Viyana, Türkis lokanta zinciri sayesinde Türkler tarafından fethedilmiş.

Hazır yiyecek içecek demişken, Viyana'da aç kalmanın zor olduğunu söylemem gerek. Adım başı un işi satan yerlere rastlamanız, hediyelik çikolata dükkanlarıyla karşılaşmanız, yer altındaki metro alışveriş alanlarında daha önce yemediğiniz tatta tavuklarla karnınızı doyurmanız mümkün.
Tüm Avrupa'da olduğu gibi Viyana'da da ilk et tercihi domuz. Satışa sunulmuş etli ürünlerin %60ını domuzlar oluşturuyor. Kalan küçük kısım da anguslar ve tavuklara ait.

Viyana'da ucuz hediyelik eşya bulmak pek mümkün değil. Yeri geldiğinde 5€'ya satılan magnetlerle karşılaşabilirsiniz. Bu nedenle içki ve yemek dışında ucuz bir şeyler bulma ihtimaliniz oldukça düşük. Ancak seçenekler sınırlı değil. Ünlü Mozart çikolatalarını hediyelik olarak tercih edebilirsiniz. Onları her yerde bulmanız mümkün.

Su ihtiyacınızı tek tek şişe almak yerine marketlerde 4'lü satılan 1 litrelik şişelerle gidermeniz daha mantıklı. Basit bir örnek verecek olursam, DM marketlerinde 700ml'lik şişelere 1.5€ vermek yerine BILLA marketlerinde 4lü 1L pakete 2-2.5€ vermek, paranızı başka şeylerde değerlendirme imkanı sunacaktır. Marketlerden söz etmişken, Türkiye'deki Watsons ve Gratis gibi mağazaların Viyana'ya uyarlanmış hali BIPA mağazaları. Buralarda el sabunundan atıştırmalıklara kadar her şeyi bulabilmeniz mümkün.

Söylemeden geçmek istemediğim son konu da poşetler/torbalar. Bizdeki gibi alabildiğimiz kadar poşet almak burada mümkün değil. Plastik ya da kumaş poşet ve torbaları belirli ücretler karşılığında alıyorsunuz. Örneğin DM marketlerinde plastik poşet 20 Cent.

Mimari

*Öncelikle Belvedere Sarayı'ndan bahsedeyim. Burası barok stilde bir saray ancak ben şimdi mimarinin tarihinden bahsetmeyeceğim çünkü bunu bütün sitelerde bulmanız mümkün.

Tek söylemek istediğim, Viyana'da gitmeniz gereken ilk yerin Belvedere olduğu.

Kocaman bahçesi ve büyüklüğüyle Viyana için sizde bir "ilk izlenim" yaratmasının yanı sıra, diğer yapılara oranla şehirden daha uzak oluşu, burayı ziyaret edip kalan yerleri rahatça dolaşabilmenize fırsat tanıyacaktır.































*Gelelim Kunsthistorisches Müzesine... Burası çok büyük bir alan. Karşılıklı olarak konumlandırılmış iki yapının ortasında mükemmel güzellikte dev bir bahçe ve heykel bulunuyor.































Viyana Sanat Tarihi Müzesi, 1891 yılında aynı isimle Avusturya- Macarsitan İmparatoru I.Franz Joseph tarafından açılmıştır.











*Şimdi sıra Parlamento binasında! Viyana'da en çok beğendiğim yeri seçmem gerekse kesinlikle burayı seçerdim. Binanın kendisinden ziyade önündeki muazzam heykel, defalarca deklanşöre basmama neden oldu.










Demokrasinin beşiği olan antik Yunan mitolojisinden fırlamış izlenimi yaratan bu bina neoklasik mimariye ait. 1874 ve 1884 yılları arasında mimar Theophil Hansen’in tasarımına göre inşa edilmiştir.










*Bir diğer mimari ise Viyana Belediye Binası! Ana kapısına ulaşana kadar geçen park yolunda, dünya mutfaklarına ait standlar mevcut. Tıpkı diğer mimarilerde olduğu gibi bu binanın da önünü kocaman yeşillik bir alan kaplıyor. Viyana Belediye Binası, Viyana Üniversitesi ve Viyana Parlamento Binası'nın arasında bulunuyor.
(Not: Yapının önünde bulunan dev ekranın oluşturduğu uyumsuz görüntü nedeniyle fotoğrafı zeminden itibaren çekmedim. Ekran maçların izlenmesi için kurulmuş.)


*Sonraki yerimiz, Votiv Kilisesi! Viyana Üniversitesi'ni geçtikten sonra buraya ulaşıyorsunuz.
Belirtmeliyim ki, katolik kiliselerinin görüntüsü dışarıdan oldukça ürkütücü ve heybetli duruyor.
Ek olarak bir bilgi vermek istiyorum. Viyana'da devamlı olarak restorasyona rastlıyoruz. Birçok yapıda bitmek bilmeyen çalışmalar devam ediyor. Zaten inanışa göre, Viyana'da restorasyon ve tadilatlar bittiğinde kıyamet kopacak.


*Hazır ürkütücülük ve heybetten bahsetmişken, sizi Aziz Stefan Katedrali ile tanıştırayım.










Burası Viyana'nın merkezinde yer alıyor ve inanılmaz bir korkutuculuğu var. Çok büyük bir yapı olduğu için net görüntüyü bayağı uzaktan yakalayabiliyorum. Katedralin alt tarafı restorasyonda olduğu için görüntü kaybı yaşanmıyor.

1147 yılında inşa edilmiş olan katedral Viyana'nın en önemli simgesi. Viyana piskoposluk ruhani dairesinin ana kiliselerinden ve gotik bir tarzda.

(Not: 1534'ten 1956'ya kadar, Osmanlı saldırısı korkusu nedeniyle, çan kulesinde bir gözcü bulundurulmuştur.)

(Dip Not: 1956 mı ?!?!?!?)














*Veee son olarak karşınızda Hofburg İmparatorluk Sarayı!














































1654 yılında tamamlanan tarihi saray.
Habsburg hanedanlığı başta olmak üzere birçok hanedanlığa ev sahipliği yapmıştır ve sarayda 4 milyondan fazla tarihi eser bulunmaktadır.
Ünlü Fransız kraliçesi Marie Antoinette bu sarayda dünyaya gelmiştir.

(Not: Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler!)







Viyana, genel hatlarıyla oldukça sakin ve düzenli bir yer. Trafik kurallarına gösterilen büyük hassasiyet, günlük yaşama oturtulan katı kurallara en iyi örneklerden biri.
Ayrıca belediye ve parlamento binası etrafında hiçbir polis görmeyişim beni oldukça şaşırttı. Bunun yanı sıra trafik lambalarının tatlılığı çok hoşuma gitti. Işıklardaki semboller bizdeki gibi tek bir erkek yerine sevgililerden oluşturulmuş.

Yazının başında bahsettiğim BigBus'a dönmek istiyorum. BigBus tamamen turistik amaçla kurulmuş bir şehir içi tur şirketi. Mavi ve Kırmızı olmak üzere iki adet turları bulunuyor. Kırmızı turda 16 durağı bulunan bir güzergah izleyen üstü açık çift katlı otobüsler, en kolay gezinme araçlarından biri. Şimdi, katıldığım kırmızı BigBus turu görüntüleriyle oluşturduğum videoyu sizlerle paylaşacağım.




Kapanış olarak Viyana'da çekmiş olduğum birkaç fotoğrafı daha görmenizi istiyorum ve bir not ekliyorum. Avusturya'da havaya asla güvenmeyin!

Okuduğunuz için teşekkürler!